Günümüzde sıklıkla duyduğumuz bir kavram Big Data ya da Türkçesiyle Büyük Veri. Her ne kadar teknolojisin ilerlemesi ile ortaya çıkmış gibi gözüksede aslında çok eskilere dayandığını söyleyebiliriz. Sadece bu kadar görünür değildi ve kullanım alanları hakkında yeterli vizyona sahip değildik. Bugün ise teknolojininde yardımıyla kullanım alanları arttı ve yeni bir vizyon kazandırdı bizlere.
Bugün sizlere büyük verinin içinde bulunduğumuz dünyayı nasıl şekillendirdiğini anlatmaya çalışacağım. Sıklıkla duyduğunuz bir şey Büyük Veri ya da Big Data. İrili ufaklı birçok şirket, marka ya da girişim Big Data ile kendine katma değer yaratmaya çalışıyor günümüz dünyasında. Peki Big Data nedir? Ya da Big Data’nın bizlere sağladığı faydalar nelerdir?
Big Data Nedir?
Tam bu noktada aslında bir kişiden bahsetmek istiyorum. Amerika’da bundan tam 90 yıl önce yaşamış bir insandan. Hepimizden farklı bir vizyona ve bakış açısına sahipti. Daha bilgisayarların, telefonların olmadığı bir dönemde şu lafı söylemişti;
“Gelecekte insanlar cebine sığabilecek kadar küçük bir cihazla, uçsuz bucaksız miktardaki veriye ulaşabilecek ve analiz edebilecekler.”
Kim mi bu adam?
Geçtiğimiz yüzyılın dahisi Nikola Tesla.
Hubble Teleskobu, 1990 yılında uzaya fırlatıldı. Yaklaşık 4 metre büyüklüğünde bir teleskoptu. Aşağı yukarı bir evin odası kadardı. Bu teleskop fırlatıldığı tarihten itibaren sadece bir yıl içerisinde insanlık tarihi boyunca üretilen bilgiden daha fazlasını üretti. Ve yaklaşık 30 senedir insanlık için veri üretiyor. Yakında emekliye ayrılacak ve biz onun yerine ondan daha iyisini yollayacağız, James Webb Teleskobunu. Hubble’da olmayan bir çok özellik James Webb’te olacak. Kızılötesi bu özelliklerden bir tanesi olacak. Muhtemelen Hubble’ın faaliyette kaldığı süre boyunca ürettiği bilgiyi birkaç ay içinde üretecek.
Bildiğiniz gibi Boeing, Airbus ile birlikte havacılık sektörünün egemen iki gücü. Sektördeki bu ağırlığını ve gücünü 1968 yılında ürettiği Boeing 737 modeline borçlu. Ürettiği bu model dünya havacılık tarihinde bir kırılma noktasıydı. Gerek yolcu kapasitesi gerekse yolculuk menzili açısından ona çok büyük bir güç sunmuştu. Tabii bahsetmek istediğim şey bu değil. Bu model zaman içerisinde yapılan ekleme ve güncellemelerle şu an hala kullanılmakta. Ve bugün Boeing 737 yapmış olduğu tek bir uçuşta 240 Terabayt veri üretmekte.
Teknoloji çok hızlı gelişiyor. 2020 yılına geldiğimizde dünya üzerinde yaşamını sürdüren her bir insan saniyede ortalama 1.7 megabayt veri üretiyor olacak.
Gelelim asıl soruya.
Biliyorsunuz internet üzerinde her şeyimiz kayıt altına alınıyor.
Ne yediğimiz, nerelere gittiğimiz, nelerden hoşlandığımız, ne tür hastalıklara yakalandığımız gibi daha birçok şey.
Peki bütün bunlar kendi başına bir şey ifade ediyor mu? Etmiyor!
İşte Big Data ya da Büyük Veri dediğimiz kavram bütün bu verilerin anlamlı ve işlenebilir bir hale dönüştürülmesine deniyor.
Big Data Nasıl Hayatımıza Girdi?
Yazımın başında da söylemiş olduğum gibi Big Data kavramı çok eskilere dayanıyor olsada teknoloji bizlere bu kavramı kullanmamızda kolaylıklar sağladı. Şüphesiz ki teknolojinin hızlı gelişimi bu kavramında hayatımıza hızlı bir şekilde girmesine sebep oldu.
Öncelikli olarak gelişen teknoloji ile birlikte depolama kapasitemiz arttı. Ve biz bunu çok ucuza mal eder hale geldik. IBM’in 1956 yılında üretmiş olduğunu bilgisayarın sadece 5 MB harddiski bulunuyordu ve bu harddisk forklift yardımıyla taşınabiliyordu. Bugün ise 5 TB harddiski cebimizde taşıyabiliyoruz.
Tam bu noktada yukarıdaki görsele dikkat etmenizi istiyorum. Bu görselde dijital dünyanın liderlerinin barındırdıkları veri miktarını görebilirsiniz. Yalnız dikkat etmeniz gereken husus burada ki kapasite biriminin PetaBayt olması. Biz bugün TeraBayt büyüklüğüne yeni geçtik. PetaBayt ise bunun üstünde bir format. Şöyleki yaklaşık olarak 1 PetaBayt, 1 milyon GigaBayt’a eşit.
Asıl söylemek istediğim şey ise dijital liderlerin depoladıkları veri miktarı. Bugün insan beyni yaklaşık 2.5 PB veri depolayabiliyor. Her gün müzik dinlediğimiz Spotify 10 PB, Ebay 90 PB, Facebook 300 PB ve Google 15 bin PB veri depolamış durumda.
Görüldüğü gibi artık veriyi silmek, veriyi depolamaktan daha pahalı bir hale geldi.
İkincisi ise işlem gücümüz arttı. Yeni nesil işlemciler birim zamanda daha fazla işlem yapma yeteneğine sahipler ve biz bunları daha ucuza mal eder hale geldik. Bir örnekle açıklamak gerekirse geçen aylarda almış olduğum Samsung Gear Fit 2 Pro akıllı bilekliğin üzerinde yer alan işlemci 80’li yıllardaki bilgisayarlarda yer alan işlemcilerinden 2 kat daha hızlı çalışıyor. İlk bilgisayarlardaki işlemcilerden ise 1000 kat daha hızlı.
Biliyorsunuz 60’lı yıllarda insanlık ilk kez kendi dünyasının dışına çıktı. Aya ayak bastık. O gün aya yollanmış olan Apollo uzay mekiğinin bilgisayarı tam 32 kiloydu ve bu bilgisayar sadece 1 mhz işlemciye 2 kb hafızaya sahipti. Bugün boş bir Word dosyasına isminizi soy ismini yazıp kaydettiğinizde 10 kb’tan fazla yer kaplıyor.
Üçüncüsü yeni matematiksel modeller ve algoritmalar oluşturduk. Ve bütün bunlar günümüzde ciddi bir veri zenginliğine ve çeşitliliğine sahip olmamıza sebep oldu. Bu da bize farklı perspektiflerden analiz yapma ve problem çözme kabiliyeti getirdi. Yani büyük veriyi kullanabilme imkanına kavuştuk.
Hazırlamış olduğum bu içerik ilginizi çektiyse blogumda büyük veri ile ilgili yer alan diğer içerikleri de aşağıdaki bağlantılardan inceleyebilirsiniz.
Tayvan, büyük veri ile koronavirüs salgınının önüne nasıl geçti?
Yorum Yap