Dijital Yaşam

Büyük veri bizlere ne sunuyor?

Büyük Veri Bizlere Ne Sunuyor? Ve Biz Ne Bekliyoruz?

Bir önceki yazımda Büyük Veri nedir ve Büyük Veri zaman içerisinde hayatımıza nasıl girdi gibi sorularının cevabını vermeye çalışmıştım. Bu yazıda ise büyük veriden ne bekliyoruz bunları anlatmaya çalışacağım. Tabii konuya başlamadan önce büyük verinin kullanımına yönelik bir örnek vermek istiyorum.

Bildiğiniz gibi 2016 yılı içerisinde Amerikan başkanlık seçimleri gerçekleştirildi. Bu seçimlerde kimsenin şans vermediği Cumhuriyetçilerin başkan adayı olan Donald Trump büyük bir zaferle ayrıldı. Peki Donald Trump’ı zafere götüren şey neydi? Şüphesiz ki bu konuda birçok teori ortaya atılabilir. Amerikan halkı değişim istiyordu diyen de çıkacaktır, Donald Trump halka çok yakın bir isimdi diyen de çıkacaktır. Fakat ben konunun büyük veriyle olan ilgisinden bahsetmek istiyorum.

Donald Trump bu seçimler öncesinde Cambridge Analytica isimli bir analiz şirketiyle çalıştı. Bu şirket Trump’ın kampanyası sırasında Facebook’ta yer alan 50 milyon Amerikan vatandaşının bilgilerini izinsiz olarak elde etti.

Kişisel verileri izinsiz olarak alınması her ne kadar suç olsa da bizim için normal bir şeymiş gibi gelebilir. Nihayetinde bundan birkaç sene önce ülkemizin bütün vatandaşlarının kimlik bilgileri hackerlar tarafından çalınmış ve ortaya saçılmıştı. Kimsede bu olayının sorumlularını aramadı. Hatta daha basit bir örnek vermek gerekirse her seçim öncesinde hepimizin şikayetçi olduğu sms’ler, mailler iznimiz dışında bize gönderiliyor. Gönderenlere de herhangi bir yaptırım uygulanmıyor. Dolayısıyla ülkemiz açısından bu tarz bilgilerin çalınıyor olması çokta şaşırtıcı değil. Fakat Cambridge Analytica olayı kişisel verilerin izinsiz alınmış olmasıyla sınırlı bir olay değildi. Büyük Veri, şeytani anlamda nasıl kullanılır bunun güzel bir örneğini gösterdi bizlere.

Cambridge Analytica’nın Suçu Ne?

Cambridge Analytica sadece kullanıcıların verilerini izinsiz kullanmadı, üstüne üstlük bu kullanıcıların verilerini analiz ederek kampanyalar üretti. Bu kullanıcıların gündelik toplumsal olaylara bakış açılarını öğrendi. Bu kullanıcıların gündelik politik olaylara verdikleri tepkileri ölçtü. Mesela Amerikan halkı Meksikalı göçmenler hakkında ne düşünüyordu? Ya da Amerikan halkının Irak Savaşı hakkında düşünceleri nelerdi? Rusya veya Avrupa Birliği hakkında ne düşünüyorlardı. Buna benzer birçok sorunun cevabını 50 milyon kullanıcının kişisel paylaşımlarını analiz ederek öğrendi. Ve sonunda Trump’a ilgili konularda nasıl bir tutum alması gerektiğini söyledi. Yani halkın duymak istediği şeyleri söyledi.

Bu çok basit, masum bir olaymış gibi görünüyor olsa da aslında ülkelerinin iç dinamiklerinin ne kadar kırılgan olduğunu ve hatta ne kadar kolay manipüle edilebildiğini bizlere göstermiş oldu. Bu anlamda bizlere büyük verinin şeytani yanını görmüş olduk.

Tabii benim bugün anlatmak istediklerim büyük verinin hayatımıza anlam katan iyi tarafları olacak. Yani büyük veriyi biz nasıl kullanabiliriz, büyük veriden biz ne bekliyoruz bundan bahsetmek istiyorum?

Büyük Veri Bizlere Nasıl Bir Fayda Sağlıyor?

Şüphesiz ki öncelikle sosyal bir değişime ön ayak olmasını bekliyoruz. Yani toplumu daha ileriye taşımaya engel olan problemlerin çözümüne ışık tutmasını bekliyoruz. Bunun en önemli örneği olarak Batı Afrika’daki Ebola salgınını gösterebiliriz.

Büyük Veri Ebola Virüsünü Nasıl Yenmeyi Başardı?

Virüs ilk kez 1976 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin sınırları içinde yer alan Ebola nehrinin yakınlarında keşfedildi. İsmini de zaten bu nehirden alıyor. Ebola, bulaştığı kişinin 48 saat içinde hayatını kaybetmesine neden olan son derece tehlikeli ve ölümcül bir virüs.

Virüsün görüldüğü ülkelerde ki sağlık sistemi de son derece yetersiz. Virüs, 40 yıl içinde 30000 kişiye bulaştı ve bu kişilerin 10000’den fazlası hayatını kaybetti.

Peki bu salgının önüne nasıl geçildi?

Büyük verinin buradaki görevi neydi?

Az öncede söylediğim gibi virüsün görüldüğü ülkelerdeki sağlık sistemi son derece yetersizdi. Aynı zamanda son derece yavaştı. Ebola belirtilerinin görüldüğü bir yerleşimde şikâyeti alan hastane yetkilileri, şikâyeti alır almaz bir form dolduruyor ve ilgili hastanın bulunduğu yere ambulans gönderiyorlardı.

Hastayla ilk teması yapan sağlık personeli hasta gözetim altındayken yeniden bir form dolduruyor ve hastaneye bilgilendirme yapıyordu. Sağlık personelinin formunu alan hastane yetkilileri durumu inceliyor ve gelen diğer formları da analiz ederek bilgisayara işliyor ve Dünya Sağlık Örgütüne bilgi geçiyordu.

Tabii bu şekilde virüsün hızına yetişebilmek mümkün değildi. Sayısı çok az olan nitelikli personelin bu işin altından kalkabilmesi de çok zordu. Kaldı ki elden ele dolaşan formlar büyük bir sağlık riskini de beraberinde taşıyordu. Daha ucuz, daha kolay ve daha hızlı bir yönteme ihtiyaç vardı. Ve Batı Afrika’nın yardımına mobil teknolojiler yetişti.

Bugün kullanmadığımız bir teknoloji olan SMS sistemi Batı Afrika’da bir toplumun kaderini değiştirdi. Bir kısa mesaj (SMS) sistemi kuruldu. Hani yarışma programlarında destelediğimiz yarışmacı için sms atıyoruz ve puanlıyoruz ya benzer bir sistem Batı Afrika’da virüsün önüne geçebilmek için kullanıldı. Bu sistemde hastalığa dair işaretler ya da belirtiler 0, 1, 2 gibi basit rakamlarla temsil edildi. Yüzlerce sağlık çalışanı ve sağlık muhabiri 8 saatlik kısa bir eğitimden geçirilip sahaya salındı. Hastaneye geri dönmeden bu kısa mesaj sistemiyle ilgili kodları kullanarak merkeze gerçek zamanlı bilgilendirmeler yapıldı. Bu fedakâr insanların üstün çabalarıyla biz büyük veri sayesinde virüsü 2016 yılında yenmeyi başardık. (kaynak : magpi)

Büyük Veri Bizlere Ne Sunuyor?

Bugün aslında baktığımızda ulaşımı optimize etme, çevreyi koruma, salgın hastalıkları önleme, kaynakları daha verimli kullanma gibi birçok alanda büyük veriyi kullanıyoruz.

Biraz daha genellersek biz bugün büyük veriyi aslında yeni problemler çözmek ve eski problemlere daha iyi çözümler getirmek için zaten kullanıyoruz.

Bu aynı zamanda ticari dünyada, kârı maksimize etmeye çalışmak anlamına da geliyor.

Bu durum bizlerin üç şeyi iyi yapmasına sebep oldu.

Birincisi operasyonel mükemmeliyeti getirdi. İkincisi üst veriyi daha iyi tanımamızı sağladı. Üçüncüsü ise inovatif ürün ve servis yaratmamıza olanak tanıdı. Ve bütün bunlar bizlere güçlü bir optimizasyon yeteneği kazandırdı.

Büyük Veri San Francisco'daki Çöp Sorununu Nasıl Yendi?

San Francisco bildiğiniz gibi Amerika’da Silikon Vadisi’ni de içinde barındıran bir şehir. Ve dünyanın birçok ülkesinden, birçok noktasından dünyanın zeki insanları buraya gelerek bilişim dünyasına katkıda bulunmaya çalışıyorlar. Tabii bu durum şehircilik açısından problemleri de beraberinde getiriyor. Yani şehir her geçen gün kalabalıklaşıyor ve altyapı yetersiz bir hale geliyor. Öyle ki San Francisco bir dönem çöp sorunu yaşıyor. Altyapı çöp toplama konusunda yetersiz kalıyor ve sokaklarda toplanmayan çöpler birikmeye başlıyor.

Bunun üzerine sorunu çözebilmek adına büyük veriye başvuruluyor. Çöp toplamak sıkıntılı bir hal alınca çöp kamyonlarının nereden, ne zaman, ne sıklıkta, ne kadar çöp topladıkları analiz ediliyor ve çöp kamyonlarının seyir rotaları, sefer sıklıkları ve sefer sayıları tekrar optimize edilerek sistem geliştiriliyor. Sonuç olarak ise çok daha temiz bir şehir ve 1 milyon dolar bütçe tasarrufu sağlanıyor.

Peki Büyük Veri ülkemizde hangi alanlarda kullanılabilir? Düşüncelerinizi yorum kısmına yazarak benimle paylaşabilirsiniz.

Hazırlamış olduğum bu içerik ilginizi çektiyse blogumda büyük veri ile ilgili yer alan diğer içerikleri de aşağıdaki bağlantılardan inceleyebilirsiniz.

Tayvan, büyük veri ile koronavirüs salgınının önüne nasıl geçti?

Büyük veri bizlere ne sunuyor?

Büyü veri nedir? hayatımıza nasıl girdi?

Yazar Hakkında

Melih Güney

12 yıllık mesleki yaşantımda turizm ve sağlık sektöründe pazarlama ve marka yönetimi üzerine çalışmalarda bulundum. Şu an Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi’nde Dijital Pazarlama Yöneticisi olarak görev alıyorum. Aynı zamanda İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Sosyal Medya üzerine dersler veriyorum.

Yorum Yap